“ARTIK HEP BİRLİKTE MİSAFİRİZ” DANTEL, İMGE VE HATIRALAR…
Ayça Güneş
Ahmet Mert Hasret, “Artık Hep Birlikte Misafiriz” adlı ilk kişisel sergisinde aşk, içgüdü, anılar, yanıtlanamayan sorular ve çokça duygu eşliğinde bizleri karşılıyor. Dantellerini annesi örüyor, o dantellerin formlarını hazırlayarak yönetici sanatçılığı üstleniyor. Dantellerin üzerini “örterek imgeleşen” resimleriyle kaplıyor. Alttaki dantellerin dokusu ve resimlerin birleşimi, yabancı olan iki formdan yeni bir duygu üretmeye olanak sağlıyor. Birbiri ile tezat ama bir o kadar da yakın ilişki kuran imgeler ve dantel oldukça ironik, oldukça paralel bir bütünlükte.
Ahmet Mert Hasret, “İyi Geceler Annecim”, El örgüsü dantel üzerine yağlı boya, 160×27 cm, 2025.
Maus Art Space’de ilerlemeye devam eden bir hikayenin ayrı ayrı parçaları olan resimler dikkatimi çekiyor. İnce ince işlenmiş figürlerin üzerinde soyut imge yumakları, sanatçının belleğinde kalan anı kırıntılarının oluşturduğu kesitler ile karşılaşıyorum. İncelemek için yaklaştığımda bir o kadar planlı ve bir o kadar rastlantısal izlenim, işlerin genelinde olan tezatlığa göz kırpıyor. Sonra bakışlarım künyedeki isimleri görüyor ve işler üzerindeki düşüncelerim biraz daha rayına oturuyor.
“Anneyi özlemek” kavramı üzerinde şekillenen histerik duyguların bir özetini izlemekteyiz. Ahmet; aşk, acı, eskiden bizimle beraber olan şeylere özlem gibi daha pek çok hatıra durumlarının kökenini anneye duyulan özlem ile açıklıyor. Bu duyguların karşılığı olarak ürettiği imgeleri, soyut imge yerleştirmeleri ‘başka yerdelik’ kavramına atıf yapmaktadır. Aklında kalan hatıra tortularını şu kelimelerle özetliyor;
“Bu dünyanın kendi başına değişmesi hiç bir zaman değiştiremeyeceğim bir şeyleri hatırlatıyor. Birisi dünyayı değiştirebilecek imgeler, diğeri de imgelerle hiçbir yakınlığı olmayan dünyanın kedisi. Resimlerimi yaparken hatırladıklarım aklımda. Bunlar iç içe geçmiş anılarımdı. Kendi içine geçen bu anlar önceleri karşılığı olmayan görüntüler olarak uğrarlardı.” Başta açıklanabilecek karşılığı olmayan bu hatıralar aklımda tek bir iz bırakmadan, her defasında aynı şekilde gidip geldiler."
Ahmet Mert Hasret, İsimsiz, Tuval üzerine yağlı boya, 60×40 cm, 2025.
Galeride ilerlemeye devam ederken büyük boyutlu pano hissini veren yerleştirmeler karşılıyor bizi. Arka planda klasik olan resimlere yapılan müdahaleler ve tam ortalarına yerleştirilen resimler hem uyum hem de tezat ilişkisini korumaya devam ediyor.
Ahmet Mert Hasret, “Benim Gibi Seviyorsun”, Tuval üzerine yağlı boya, 30×40 cm, 2025.
Ahmet Mert Hasret, “Bir Zamanlar Var Olanın Çoğu Kayboldu”, Tuval üzerine yağlı boya, 30×40 cm, 2024.
Ahmet Mert Hasret, “Bana Bugünü Hediye Et”, Tuval üzerine yağlı boya, 23×15 cm, 2025.
Ahmet Mert Hasret, İsimsiz, Tuval üzerine yağlı boya, 23×15 cm, 2024
Ahmet Mert Hasret, İsimsiz, Tuval üzerine yağlı boya, 23×115 cm, 2024
Ahmet Mert Hasret, İsimsiz, Tuval üzerine yağlı boya, 23×115 cm, 2025
Serginin sonlarına gelirken köşeye yerleştirilmiş heykellerle karşılaşıyoruz. Resimlerdeki lekelerin bir parçası olarak iki adet soyut form ile bakışıyoruz. Yaklaştıkça soyut olan formlar arkadaki lekelerle bir bütün oluyor. Kendimize hakim olamaz ve heykellere dokunmak istersek, üzerindeki istilacı olan gıda boyasına bulanarak sergiden ayrılırız. Hatıralar ve kendimizle birlikte bir parça da iz taşırız.
Ahmet Mert Hasret, “Birbirimizi özlediğimizden beri”, Naylon-gıda boyası, sıvı lateks, 140×35×90 cm, 2025
Ahmet Mert Hasret, İsimsiz, El örgüsü üzerine yağlı boya, 180×80 cm, 2025
Ahmet Mert Hasret, “Birbirimizi özlediğimizden beri”, Naylon-gıda boyası, sıvı lateks, 100×100×20 cm, 2025