Bir Sanat Öznesi Olarak “Kolaj”
Son on senede yoğunlukla uğraştığım bir dişiplin olan kolaj tekniğinden, öncüllerinden, tarihinden ve beni en çok etkileyen iki sanatçıdan çok kısaca bahsetmek isterim, önce ufak bir kolaj tarihi bilgisi ile giriş yapmak gerekirse kolaj, plastik sanatlar dünyasında önemli bir yere sahip olan ve farklı malzemelerin bir araya getirilerek oluşturulduğu bir teknik olarak bilinir. Kelime kökeni Fransızca "coller" (yapıştırmak) fiilinden türemiştir ve sanatçılar tarafından uzun yıllardır kullanılan bir ifade biçimi olmuştur.
Kolajın kökenleri
Kolaj tekniğinin kökenleri, kağıdın icadıyla birlikte Çin'e kadar uzanır. 10. yüzyılda Japon hattatlarının eserlerinde de benzer tekniklerin kullanıldığı bilinmektedir. Orta Çağ'da dini resimlerde farklı malzemelerin eklenmesiyle kolaj benzeri çalışmalar yapılmış olsa da, bu teknik o dönemde henüz bağımsız bir sanat formu olarak kabul edilmemiştir.
Robert Rauschenberg - Black Market 1961
“Çağdaş anlamda kolajın kökenleri”
Kolajın sanat dünyasında kendine özgü bir teknik olarak kabul edilmesi 20. yüzyılın başlarına rastlar. Kübizm akımının öncülerinden Pablo Picasso ve Georges Braque, kolajı sanat eserlerine dahil eden ilk isimler arasında yer alır. Özellikle Kübist sanatçılar, gazete parçaları, kumaşlar ve farklı dokular kullanarak eserlerine yeni bir form kazandırmışlardır.
Kolajın Gelişimi
Kolaj, 20. yüzyıl boyunca farklı sanat akımları tarafından benimsenmiştir. Dadaizm ve Sürrealizm gibi akımlar, kolajın sunduğu özgür ve deneysel yapıyı benimseyerek bu tekniği eserlerinde sıkça kullanmışlardır. Henri Matisse, 1940'lı yıllarda kolajı kendi resim üretimine yardımcı bir unsur olarak dahil etmiş ve bu teknikle önemli eserler üretmiştir. Matisse’in "Jazz Serisi" ve "Yüzme Havuzu" gibi çalışmaları, kolajın modern sanat içindeki yerini sağlamlaştırmıştır. Bana kalırsa gerçek anlamda kolajı başlatan “dekoratif bir unsur olmaktan arındıran” özellikle dadacılardan Kurt Schwitters’ın “Merz” akımı ve kendi ardıllarından asamblajlarıyla ünlü Robert Rauschenberg’i anmak gerekir.
Kurt Schwitters - Merzbau (1933) Photo Wilhelm Redemann
Schwitters 1910’lu yılların sonunda ilk kolajlarını üreterek, sanatın geleneksel normlarını yıkan Merz akımını geliştirdi. Merz, gündelik nesneleri, atıkları ve farklı materyalleri bir araya getiren bir kolaj ve asamblaj tekniğidir. Tramvay biletleri, kumaş parçaları, tahta kırıkları gibi malzemeleri kullanarak ürettiği eserler dönemi için çağının ötesinde işlerdi, özellike sanatçının “merzbau”su kendi sanatının zirvesi olarak kabul edilir.
Robert Rauschenberg’e gelecek olursak "Combine Paintings" olarak adlandırılan çalışmaları, resim ve heykelin birleştiği, dönemi için yenilikçi eserlerdir. Örneğin, "Monogram" adlı eserinde bir doldurulmuş keçiyi boya ve nesnelerle birleştirmiştir, benim favori sanat eserleirmden de olan Rauschenberg’in en sevdiğim işi “Black Market” da yine benzer teknikle üretilmiş bir asamblajdır.
Kurt Schwitters – Merz Blauer Vogel (Blue Bird) (1922)
Tutku Bulutbeyaz